Made in Türkiye ne demek?
Made in Türkiye, tahmin edebileceğiniz üzere bir ürünün Türkiye sınırları içerisinde üretildiğin anlamına gelmektedir. Bu tanım kapsamında kalan bir ürünün hammaddesinin Türkiye’de üretilmiş olması, veya yapım aşamasının her adımının Türkiye’de gerçekleşmiş olması gerekmez. Sadece ürünün son ve satışa sunulmaya hazır haline Türkiye’de gelmiş olması yeterlidir.
Örneğin bir pantolona Made in Türkiye ibaresinin konulabilmesi için kumaşının da burada üretilmesi ve boyanması, veya o kumaşın üretiminde kullanılan pamuğun burada hasat edilmesi gerekli değildir. Kumaşı bambaşka bir kıtada üretilmiş, sonrasında kesim için başka bir kıtaya gönderilmiş, en son olarak da üretim, yani dikiş ve satışa hazır hale getirilme aşaması için Türkiye’ye getirilmiş olabilir. Her ne kadar üretimin tamamı Türkiye’de gerçekleşmese de, etiket Türkiye’de dikildiği için, Made in Türkiye etiketi konulabilir.
Marka Olarak “Türkiye” İbaresinin Kullanımı
Peki neden “Made in Turkey” değil de “Made in Türkiye”? 2021’de Türkiye markasının güçlendirilmesi amacıyla yabancı dillerde de Turkey yerine Türkiye kullanılmasını kararı alındı. Ardından da bu kullanımın yayılmasını hızlandırmak amacıyla sosyal medyada “Hello Türkiye” isimli bir kampanya düzenlendi. Özellikle İngilizcenin ana dil veya ikinci dil olarak kullanıldığı ülkeler hedef alınarak hazırlanan kampanya Türkiye kelimesinin markalaşması adına atılan adımlardan ilki.
Bu noktada “Türkiye kelimesinin markalaşması ne demek ya da ne yararı var?” diye soruyor olabilirsiniz. Bir ürün satın alırken etiketine baktığımızda Made in China veya Made in Bangladesh ibarelerini görmeye alıştık. O kadar ki şu noktada bir ürünün Çin veya Bangladeş gibi ülkelerde üretilmiş olması düşük kaliteli olması ile özdeşleşti. Öbür yandan da örneğin bir giyim ürününün İtalya’da üretilmiş olması kaliteli olduğu ve üstün zanaatkarlık ile üretildiği algısı yaratıyor. İşte Made in Türkiye ibaresinin de bahsettiğimiz ikinci sınıfa ait olması amaçlanmakta. İhraç edilen ürünlerde Made in Türkiye etiketi görüldüğünde bunun hem tanınabilir bir ibare olması ve akabinde Türkiye’ye kültürel önem getirmesi hem de tüketicide ürüne karşı bir istek uyandırması amaçlanmakta.
Made in Turkey ifadesi de Made in China gibi negatif bir algı uyandırma tehlikesi içindeydi. Çünkü Avrupa ülkelerinin birçoğu ucuz iş gücü nedeniyle Türkiye’de üretim yapmakta. Dolayısıyla da Avrupa ülkelerinde Made in Turkey yazılı etiketi görmek son derece olağan. Made in Türkiye etiketinin önemi de burada devreye giriyor. Başka ülkelerde üretilen ve ardından ihraç edilen ürünler yerine yerel olarak üretilen ürünler hem daha kaliteli hem de daha etik şartlarda üretiliyor. Ancak İtalya örneğinde olduğu gibi istisnalar var. Bizler de bir ürünün etiketinde yerel olarak üretildiğini görürsek ürün hakkında daha pozitif düşüncelere sahip oluyoruz. Eğer Türkiye özellikle tekstil alanında markalaşırsa bu algı kırılabilir.
Fakat bu gibi Made in etiketlerinin daha önce de bahsettiğimiz gibi yanıltıcı bir tarafları da var. Eğer ürünün kumaşı Türkiye’ye ulaşıp dikime girmeden önce 5 farklı ülke dolaştıysa bunun gerçekten de yerel üretim olduğunu söyleyebilir miyiz? Yerel üretim olması elbette ki istihdam sağlaması ve yerli girişimcilere olanaklar sağlaması açısından pozitif bir durum. Diğer yandan da bir ürünün önce Türkiye’de üretilip sonrasında satılmak üzere binlerce kilometre yol kat etmesi de çevreye salınan fosil yakıtlar açısından çok zararlı.
En nihayetinde kapitalist toplum ve şirketler en ucuz iş gücünü arayıp ondan yararlanma pratiğine son vermeyecekler. Buna karşı tüketiciler ve üreticiler olarak elimizden geldiğince aldığımız ürünlerin ve ham maddelerin nereden geldikleri konusunda bilinçli olmalıyız. Yerli üreticilere destek olmak çok önemli, aynı zamanda kaynağını bildiğimiz ham maddelere ulaşarak üretimlerimizde onlara yer vermek de çok önemli. Her ne kadar bu tercih her zaman mümkün veya en ulaşılabilir seçenek olmasa da hepimiz elimizden geleni yaptığı sürede değişim gerçekleşecektir.