Beden pozitifliği/ beden olumlama hareketi nedir?
2010’lardan bu yana hızla moda olup dilimize dolanan terimlerden birisi beden pozitifliği. Gittikçe agresifleşen pazarlama taktikleri ve sosyal medya gerçekçi olmayan güzellik ve yaşam standartları sunuyor.
Buna bir cevap olarak çıktı beden olumlama hareketi. Olduğun halinle değerlisin ve yeterlisin mesajını yaymayı amaç edindi. Fakat birçok akımda olduğu gibi yaygınlaştıkça amacından saptığını ve çarpıklaştırıldığını söyleyebiliriz. Nasıl mı? Beden olumlama gittikçe ”Olduğun halinle güzelsin.” söylemine dönüştü. Yüzeysel olarak bakıldığında bu söylemde tabi ki kötü hiçbir şey yok. Fakat biraz daha derine inildiğinde hâlâ kişinin tüm önemini dış görünüşüne bağlamasını teşvik ettiğini görebilirsiniz. Öyle olunca da sanki eğer kişi bütün bu olumlamalara rağmen kendini güzel hissetmiyorsa bu sefer de bu his nedeniyle kendini kötü hissetmeye başlayabilir.
Yani başka bir deyişle bir nevi kişinin kendini estetik standartlara uymayan vücuduna “rağmen” iyi hissetmesi moda oldu. Evet sivilcelerim ve kalçamda fazla kilolarım var, ama ona rağmen yine de güzelim benzeri cümleler kurulunca hem kültürel olarak “çirkin” kabul edilen özelliklerin gerçekten de söylendiği gibi çirkin olduğu algısı pekiştiriliyor. Hem de kişinin dış görünüşünün kendisi hakkında en önemli şey olduğu düşüncesi devam ettiriliyor. Diğer yandan da bu özellikleri ile barışamaması kendini daha da kötü hissettiriyor. Toksik pozitivite ile el ele gidiyor.
Beden nötrlüğü neden çıktı?
Beden pozitifliği hareketinin devam ettirdiği dış güzellik vurgusuna karşı da beden nötrlüğü tutumu yaygınlaştı. Her ne kadar beden olumlama ilk evrelerinde bir ihtiyaçtan çıkmış ve gerekli bir akım olsa da, toplum ve dış görünüşe yaklaşımın evrilmesi ile daha nüanslı bir bakış açısına ihtiyaç duyduk. “Ben her halimle güzelim” yaklaşımına karşı “Ben her gün dış görünüşümü beğenmesem de sorun değil” yaklaşımı ile çıktı.
Beden notrlüğü ne diyor?
Beden nötrlüğü veya diğer adıyla beden tarafsızlığı, “Görünüşümüzü her gün beğenmek zorunda değiliz.” diyor. Güçlü ve zayıf yanları ile onu kabul etmemizi ve kucaklamamızı içeriyor. Bedenimize tarafsız bir bakış açısıyla, “Güzelsin, çirkinsin, kilolusun” vb. yargılar olmadan yaklaşmayı öneriyor ve bunu bedeninizi ve dış görünüşünüzü varlığınızın birincil önceliği değil, sadece bir parçası olarak görerek başarabileceğinizi söylüyor.
Başka bir deyişle, sizi siz yapan şeylerin görünüşünüzün dışında olduğunu söylüyor. “Nasıl göründüğüm benimle ilgili en önemli şey değil. Bedenim beni hayatta tutuyor ve önemli olan o!” düşüncesi ile hareket ediyor.
Bedenlerimizin dışarıdan çekici görünmekten çok daha önemli işleri var. Bizleri hayatta tutan, baktığımızda beğenmediğimiz aynaya taşıyan beden her gün muazzam işler başarıyor. Üzerine hiç düşünmediğimiz her hareket veya fonksiyon için bedenimiz farkında olmadığımız bir çaba harcıyor, beynimiz her saniye milyonlarca veri işliyor.
Sevgi, diğer bütün duygular gibi her zaman dengeli bir şekilde hissedilebilen bir his değil. Çok sevdiğiniz ve doyamadığınız bir yemek iştahınız yokken size çok itici gelebilir. Severek giydiğiniz bir elbiseden kolaylıkla sıkılabilirsiniz. Kedinizi çok seviyorsunuzdur ama bir gün en sevdiğiniz kupanızı kırar ve üzüntünüz geçene kadar dargın hissedersiniz. Bu kedinizi daha az sevdiğiniz anlamına gelmez, veya en sevdiğiniz yemeği dün yediğinizden beri tat duyularınız tamamen değişmemiştir.
Sevgi her haliyle karmaşık bir duygu. Kendi kendinizle olan ilişkinizde de bu dalgalanmalara izin verin. Tıpkı bu elbiseyi neden artık sevmiyorum diye kendinize kızmayacağınız gibi, bedeninizi sevmekte zorlandığınız günlerde de kendinize nazik olun.
Eğer dış görünüşünüz konusunda güvensizlik duygusu içindeyseniz ufak birkaç tavsiyemiz var
Bedeniniz ile olan ilişkinizi geliştirmek veya bedeniniz hakkında iyi hissetmediğiniz günlerde size yardımcı olacak pratiklerden bir kaçını saymak istiyoruz. Bedeninizin olmadıkları yerine oldukları, yapabildikleri ve başardıklarına odaklanmak negatif düşüncelerden sıyrılmanıza az da olsa yardımcı olacaktır.
-
Duyularınıza odaklanmak:
Bedenlerimiz her saniye sonsuz sayıda uyaran ile etkileşime giriyor. Pencereden gelen yağmur sesleri, önünden geçtiğimiz kafeden gelen kahve kokuları, parktaki yemyeşil ağaçlar. Bedenimiz aracılığı ile deneyimlediğimiz bunca güzellik… Bütün bunları her saniye farkında olmasak bile algılıyoruz ve beynimiz bunları bizim anlayacağımız şekilde yorumluyor. Başka bir deyişle vücutlarımız birer süper bilgisayar. O gün kendimiz hakkında tatmin hissetmiyor olabiliriz, fakat duyularımıza odaklanarak, kokladığımız, duyduğumuz, hissettiğimiz şeyleri sayarak her saniye bir bilgisayar gibi işleyen beynimize karşı biraz daha taktir hissedebiliriz.
-
Toprağa basmak:
Dışarı çıkıp bir parka gitmek ve temiz hava almak başlı başına yardımcı bir aktivite. Rüzgarı hissetmek ve kuşların sesini dinlemenin son derece sakinleştirici bir etkisi var bizce. Bunun üstüne bir de eğer hava şartları el veriyorsa ayakkabılarınızı çıkarıp toprağa basmak, doğa ile bire bir etkileşimde olmak negatif düşünce spiralinden kurtulmanıza yardımcı olacaktır.
-
Beden farkındalığı ile yapılan fiziksel aktivite(ler):
Beden farkındalığı ile yapılan her hareket (bu ister yoga ister herhangi bir pratik olsun) bedenimiz ile daha derin bir ilişki kurmamıza yardımcı olur. Ayaklarınızın taşıdığı ağırlığı, kaslarımızdaki esnemeleri hissetmek, vücutlarımızın sınırlarını keşfetmek değerli bir deneyim.
Günlük hayatın telaşesinden uzak bir şekilde aldığımız her nefes, her hareket bedenimizdeki mekanizmanın muazzamlığını en yakından tecrübe etme ve takdir etme fırsatı veriyor.
Son söz
Güzellik bu dünyada gerek kendimizden gerekse diğer insanlardan saygı ve değer görebilmek için verdiğimiz bir haraç değil. Kendi dışımızdaki diğer herkesi, ailemizi, arkadaşlarımızı veya herhangi bir kişisel ilişkimizin olduğu her canlıyı hayatımıza kattıkları değer ve hissettirdikleri pozitif duygular üzerinden konumlandırıyoruz. Kendimize de aynı nezaketi ve şefkat gösterebiliriz.
Dünyayla etkileşime geçme aracınız olan bedeninize şefkat göstermeyi ve bedeninizle deneyimleyebileceğiniz sonsuz güzellikleri keşfetmeyi ihmal etmeyin.
