Mağazada görüp beğendiğiniz ürünü kaç defa giyeceksiniz? Alışverişiniz sırasında bu soruyu aklınızda tutmanız o ürünün gerçekten etikette yazan fiyata değip değmeyeceğini belirlemenize yardımcı olabilir. Aynı zamanda önünüzde duran ürünü gerçekten uzun vadede giyecek misiniz, yoksa bir veya iki defa kullandıktan sonra unutacak mısınız sorusunu da cevaplamanızı sağlar.
Giyim Başına Fiyat Nasıl Hesaplanır?
Giyim başına fiyatı hesaplamak çok kolay. Bir ürünün etiket fiyatını, kaç defa giydiğinize bölerseniz giyim başına fiyatı elde edersiniz. Peki bu neden önemli? Bu sayede giysilerinizin gerçek değerini elde etmiş olursunuz. Örneğin, bir pantolonu 100 tl’ye aldınız ama sadece iki defa giydikten sonra modası geçti veya yırtıldı. Bu durumda o pantolonun giyim balına fiyatı 50 tl’dir. Diğer yandan başka bir pantolonu 300 tl’ye aldınız ama yıllar boyunca tekrar tekrar severek giydiniz. Bu pantolonu da toplamda 30 defa giydiniz diyelim ki. İkinci pantolonun giyim başına ücreti 10 tl’dir.
Bu hesap bize her ne kadar ilk pantolonun etiket fiyatı daha ucuz olsa da, ürünün aslında daha ucuz olmadığını gösterir. Başka bir deyişle verdiğiniz ücretin karşılığını alamamışsınızdır. Elbette ki bu kuralın istisnaları da var. Örneğin, özel bir günde giymek için aldığınız bir elbise veya takım elbiseyi elbette ki her gün giymeyeceksiniz. Fakat bu gibi giysiler de giydiğiniz günlerin anıları ile hayatınıza değer katabilir.
Giyim başına fiyat mantığını yaşadığınız iklime de uydurabilirsiniz. Örneğin eğer soğuk bir iklimde yaşıyorsanız çeşit çeşit mayoya ihtiyacınız olmayabilir, çünkü tatilden tatile giyiyorsunuzdur. Diğer yandan da sonbahar, kış ve ilkbaharın ilk aylarında giyeceğiniz kalın bir monta yatırım yapmanızda bir sakınca yok. Çünkü yıllar boyunca sürekli giyeceğiniz bir ürün.
Kısacası, bir ürünün giyim başına fiyatı ne kadar düşükse, değeri aslında o kadar yüksektir. Çünkü o ürünü defalarca giydiğinizi gösterir. Bu nedenle aynı mantığı sürdürülebilir giyim ürünlerine de uygulayabiliriz. Genellikle sürdürülebilir ürünlerin daha pahalı olduğunu düşünürüz. Eğer sadece etiket fiyatını göz önünde bulundurursak öyleler zaten. Elbette ki ikinci el alışveriş gibi daha uygun fiyatlı sürdürülebilir alışveriş yöntemleri de var. Fakat maalesef ki her zaman mümkün veya yeterli olmayabiliyor.
Sürdürülebilirlik ve Giyim Başına Fiyat
Sürdürülebilir ürünlerin daha yüksek fiyatlı olmasının birçok nedeni var. Daha kaliteli materyaller ve kaliteli işçilik ile üretiliyorlar, çalışanlara etik çalışma şartları sağlanıyor, yerli hammaddeler ile çalışmak tercih ediliyor ve çok daha fazlası. Dolayısıyla etiket fiyatları daha yüksek ve elbette ki daha az ulaşılabilir oluyor.
Fakat burada göz önünde bulundurmamız gereken diğer etken de hızlı moda ürünleri ile karşılaştırıldığında ne kadar daha fazla giyilebilir oldukları. Örneğin, herhangi bir hızlı moda mağazasından aldığınız bir tshirt bir ay giydikten sonra esneyebilir, yırtılabilir veya başka herhangi bir şekilde giyilmeyecek bir noktaya gelebilir. Yani bir ürünün daha düşük fiyatlı olması aslında gerçekten daha uygun fiyatlı olduğu anlamına gelmiyor.
Diğer yanda ise, daha yüksek bir etiket fiyatına sahip olan sürdürülebilir ve daha dayanıklı kumaşlarla üretilmiş, daha iyi işçiliğe sahip bir tshirt ise yıllarca dayanabilir. Dolayısıyla da giyim başına fiyatına bakıldığında ikinci tshirt çok daha ucuzdur.
Yeni bir şeyden bahsetmiyoruz aslında. Bu kültürümüzde her zaman var olagelmiş bir pratik. Ucuz şeyler alacak kadar zengin değilim sözünü hepimiz duymuşuzdur ama üzerine durup pek de düşünmüyoruz. Bir şeyi almadan önce durup bunu kaç defa giyeceğim, ne kadar süre giyebileceğim gibi soruların cevaplarını düşünmek alışverişlerinizde daha bilinçli kararlar vermenize şüphesiz ki yardımcı olacaktır.
Giyim başına fiyatı daha düşük ürünler uzun vadede gerçekten tasarruf yapmanızı sağlar. Bu alandaki en önemli ipuçlarımız şunlar:
-
Kaliteli ve dayanıklı kumaşları tercih edin. Sadece kumaş değil, fermuar ve düğme gibi aksesuarların kaliteli ve dayanıklı olması ürünün daha uzun süreli kullanılabileceğinin göstergesidir. Aynı zamanda ürünün dikişlerini de dikkatle inceleyin.
-
Beğendiğiniz ve almayı düşündüğünüz ürünün dolabınızdaki yerini düşünün. Diğer giysilerinizle uyumlu mu? Yoksa aldıktan sonra hiçbir giysinizle uyduramayıp kenara mı atacaksınız? Hepimiz günlük hayatta kolay giysileri giymek istiyoruz. Kimse her sabah kara kara bir ürünü nasıl kombinleyeceğini düşünmek sonra da gideceği yere geç kalmak istemez. Dolabınızdaki diğer ürünler ile uyum sağlayan seçimler yapmanız, gerçekçi olarak o giysiyi daha fazla giyeceğiniz anlamına gelir.
-
Trendler ile demirbaşların ayrımını yapın. Elbette ki arada sırada hepimiz trendlere kapılıyoruz. Fakat dolabınızın çoğunluğu uzun vadede giyeceğiniz parçalar olmalı. Sadece trend ürünler arasından alışveriş yaparsanız sürekli giyecek bir şeyinizin olmadığı hissine kapılırsınız ve giysilerinizin giyim başına fiyatı gittikçe artar.
Bu kurallar elbette ki sadece giyim ürünleri için geçerli değil. Hayatınızın her alanına uygulayabilirsiniz. Hatta giyim başına fiyatı kullanım başına fiyat şeklinde değiştirirseniz ev tekstilinden mobilyaya, makyaj malzemelerinden alet edevata kadar her alanda aynı mantığı kullanabilir ve satın aldığınız ürünler hakkında daha eleştirel bir yaklaşım sahibi olabilirsiniz.