Hepimizin başına dolabın arkalarında unuttuğumuz bir giysiyi bulmak gelmiştir. “Doğru ya böyle bir bluzum vardı benim.” diye düşünmüşüzdür sonra. Belki bir kaç sezon öncesindendir, yeni ve daha fazla heyecan uyandıran parçalar dolabımıza eklendiğinde pabucu dama atılmıştır. Gerçek şu ki muhtemelen varlığını unutmuş olmasak bile giymediğimiz giysilerle dolu dolaplarımız. Çünkü trend döngüsünün ayak uydurması imkansız hızı nedeniyle artık ihtiyaç değil tamamen istek üzerine alışveriş yapıyoruz. Elbette ki zaman zaman modanın akışına kendimizi kaptırıp aslında pek de tarzımız olmayan giysileri de alıyor, sonra da atmaya kıyamıyoruz. Tam da bu yüzden bir gardırop detoksuna hepimizin ihtiyacı olabilir.
Gardırop Detoksu
Gardırop detoksu dolaplarımızdan giymediğimiz, artık üstümüze olmayan veya hangi sebeple olursa olsun sadece yer kaplayan giysileri ayıklamak. Böylece hem alandan tasarruf ederiz, hem de giyecek hiçbir şeyim yok hissinden kurtuluruz. Bir düşünsenize dolabınızdaki her giysi kumaşını, kalıbını sevdiğiniz, üzerinize oturan ve hiçbir tadilata gerek duymayan giysiler olsa, sabah kalkınca ne giyeceğim derdinden kurtulur, sürekli yeni alışveriş yapma ihtiyacı hissetmeyiz. Belki de son yıllarda çok ünlenen Marie Kondo metodunu duymuşsunuzdur. Sadece dolabınızı değil hayatınızın her yönünü sadeleştirme ve olabilecek en kullanışlı hale getirme fikriyle yola çıkılmış bir metot.
Gardırop detoksu için bu metotta yer alan bazı adımları da kullanmak en pratiği. Ancak gardırop detoksu adımlarına geçmeden önce minimalizmden bahsetsek iyi olur. Minimalizm nedir sorusunun cevabı aslında çok basit. Minimalizm sadece ihtiyacınız olan kadarına sahip olmanızı önerir. Her ne kadar internette kapsül gardırop ve minimalist gardırop gibi aramaların sonuçları size belli bir sayıda giysiye sahip olmanız gerektiğini ve eğer daha fazlasına sahipseniz minimalist olamayacağınızı söylese de bu doğru değil. Herkesin yaşam stili ve bu stilin gereklilikleri farklı. Minimalizm örnekleri sadece 30 parçalık bir gardıroptan 300 parçalık bir gardıroba kadar uzanabilir. Önemli olan bu pratikleri kendi hayatınıza uyarlamanız.
Peki gardırop detoksu nasıl yapılır?
Dolabınızı 6 Adımda Sadeleştirin
-
Kıyafetlerinizi sınıflandırın: Bu adımı da diğer her adımda olacağı gibi kendinize uyarlamanız gerekiyor. Kıyafetlerinizi etek, pantolon, elbise şeklinde kategorilere sınıflandırabilirsiniz. Veya başka bir metot da giysilerinizi iş giysileri, ev giysileri, gündelik giysiler şeklinde sınıflandırmak olabilir. Veya tüm kıyafetlerinizi kumaş tipine, kumaşın rengine göre sınıflandırabilirsiniz. En Marie Kondo metot ise kıyafetlerinizi elinize alıp sizde uyandırdığı hissiyatı gözlemleyerek gruplandırma olacaktır. Tüm yapmanız gereken size ve hayatınıza en uygun yaklaşımın ne olduğuna karar vermek.
-
Kendi kişisel tarzınızı ve ihtiyaçlarınızı belirleyin: Eğer işyerinizde spor klasik giyiniyorsanız bir sürü casual ofis elbisesine ihtiyacınız olmayabilir. Veya aradan çok zaman geçmiş ve siz bayadır hiç etek giymediğinizi fark ettiyseniz dolabınızdaki eteklerden kurtulmanızın vakti gelmiş olabilir. Aynı zamanda kendinize yakıştırmadığınız ama sadece o sırada moda olduğu için aldığınız veya artık üzerinize olmayan giysileri de dolabınızdan çıkarmalısınız. En önemli olan günlük hayatınızda gerçekçi olarak giydiğiniz giysilerin hangileri olduğu. Buna da hem üzerinize olan ve yakışan, hem de hayat tarzınızın gerektirdiği giysileri gözden geçirerek karar verebilirsiniz.
-
Kıyafetlerinizin durumunu gözden geçirin: Eğer çıkmayan lekeleri olan, fermuarı bozuk olan veya benzeri nedenlerde giymediğiniz giysileriniz varsa onlar ile ne yapacağınıza karar vermelisiniz. Eğer sevdiğiniz ve giymek istediğiniz bir parça ise onları terziye veya kuru temizlemeye göndermeli, aksi takdirde artık vedalaşma vakti olduğuna karar vermelisiniz.
-
Temel parçalara yer verin: Gardırop detoksu yaparken temel parçalarınızın tamamını elden çıkarmadığınızdan emin olun. Trendy parçalara kıyasla biraz daha sıkıcı olabilirler ama aynı zamanda her zaman ihtiyacımız olan kurtarıcı parçalar. Dolabınızda temel parçalar ve modaya uygun olanlar arasında bir denge kurabilirseniz ne giyeceğim derdiniz de azalır.
-
Doğru şekilde düzenleyin: Marie Kondo metodundan öğrendiğimiz tek bir şey varsa o da giysilerimizi nasıl düzenlediğimizin ne kadar önemli olduğu. Dolayısıyla en sık giydiğiniz giysilerin en ulaşılabilir yerlerde, gözünüzün önünde olduğundan emin olun. Varlıklarını unutmayın! Çekmecelerinizdeki giysileri dik bir şekilde katlamak da hepsini bir arada görmenize ve böylece hiç bir şeyin en altta unutulmamasına yardımcı olur.
-
Gereksiz alışveriş yapmayın: Dolabınıza detoks yapmak için bu kadar emek harcadıktan sonra en baştaki haline dönmemesi için gelecekte de bu adımları göz bu adımları göz önünde bulundurarak alışveriş yapın. Almayı düşündüğünüz giysiyi gerçekten giyecek misiniz yoksa dolabınızda bir daha görülmemek üzere kayıp mı olacak? Yaşam stilinize ne kadar uygun, içinde kendinizi iyi hissediyor musunuz, kişisel stilinize uyuyor mu? Bu soruları dikkate alarak yapacağınız alışveriş çok daha verimli olacak, ve siz de sonuçlarından çok daha memnun kalacaksınızdır.